25 Ocak 2010 Pazartesi

Pırlanta…

Adresime gelen bir mail..


Vaktiyle ergin bir meslek erbabı, yıllarca yanında yetiştirdiği çırağını imtihan etmek ister.
Onun eline iri bir pırlanta verip: 'Oğlum' der' Bunu al, önüne gelen esnafa göster,
kaç para verdiklerini sor, en sonra da kuyumcuya göster.
Hiç kimseye satmadan sadece fiyatlarını ve ne dediklerini öğren, gel bana bildir.'
Çırak, elinde pırlanta bir bakkal dükkanına girer ve 'Şunu alır mısınız?' diye sorar.
Bakkal parlak bir boncuğa benzettiği mücevheri alır; elinde evirir çevirir; sonra:
'Buna bir tek lira veririm. Bizim çocuk oynasın' der. Çırak teşekkür edip çıkar.
Bir manifaturacıya gider. O da parlak bir taşa benzettiği mücevhere ancak bir beş lira vermeye razı olur.
Üçüncü olarak semerciye gider: 'Buna ne verirsiniz?' diye sorar. Semerci şöyle bir bakar,
'Bu...' der 'benim semerlere iyi süs olur. Bundan kaş dediğimiz süslerden yaparım. Buna bir on lira veririm.'
Çırak en son olarak kuyumcuya gider. Kuyumcu mücevheri görünce yerinden fırlar.
'Bu kadar büyük pırlantayı nereden buldun?' diye hayretle bağırır ve hemen ilave eder.
'Buna kaç lira istiyorsun?'
Çırak sorar: 'Siz ne veriyorsunuz?' 'Ne istiyorsan veririm.' Çırak, 'Hayır veremem.' diye
taşı almak için uzanınca kuyumcu yalvarmaya başlar: 'Ne olur bunu bana sat.
Dükkanımı, evimi, hatta arsalarımı vereyim.' Çırak 'emanet olduğunu, satmaya yetkili
olmadığını, ancak fiyat öğrenmesini istediklerini' anlatıncaya kadar bir hayli dil döker.
Meslek erbabının yanına dönen çırak büyük bir şaşkınlık içinde macerasını anlatır.'Bundan ne anladın?' diye sorar.
Çırağının verdiği cevap çok doğrudur:
“Bir şey, ancak değerini bilenin yanında kıymetlidir.””
Her zaman değerinizi bilenlerin yanınızda olması dileğiyle...

3 yorum:

  1. "Her zaman değerinizi bilenlerin yanınızda olması dileğiyle..."



    amiiiiiiiin :))

    YanıtlaSil
  2. Bu hikâyeyi iyi ki eklemişsiniz, duymaya dinlemeye ihtiyacım vardı çünkü, iyi geldi. Hayatta insanın ve insanlığın yozlaştığını gördükçe, iyiliğin kıymeti bilinmemeye başladıkça, insanların zaafiyeti alay konusu olmaya yüz tuttukça, hepsine ve herşeye söylenecek söz bulamadıkça..! Ben iyimserliğimi kaybediyorum günden güne. Dünyamız ne hızlı kirlendi. Daha çok mutluluk için, daha çok makyevelizim. Umursamadan, hesap verme gereği duymadan, vicdanın sesini duymadan. Çok üzülüyorum bu manzaraya. Hikayeyi okuyunca biraz teslli buldum doğrusu. Hâlâ beni anlayan bir avuç dostum kaldı ömrümün sonbaharında der gibi vesselâm. Barış Manço'nun kulakları çınlasın.

    Teşekkürler.

    YanıtlaSil

Bunlar da ilginizi çekebilir :

Related Posts with Thumbnails